Cuma, Aralık 28, 2007

ahanda çukulata tadında bir öykü

üniversite 5. sınıf zamanları...

gençlik başımda duman, aşk meşk gelir geçer ,yalan günlerindeydi artık kahraman
diyorduki artık aşkı aradık, bulduk dedik patladık, ne olursa saralım yolumuza bakalım...
gelenle yol alır gidenle makara yaparız felsefesindeyim

ki öylede oluyordu
önüne gelene sardırıyor, muhebbete giriyor
olanla ölene çare bulunmuyordu

yetmiyordu olanlar, daha fazla daha fazla istiyordu (nasıl kahramansa)
eskiler,yeniler,potansiyeller,kinetikler,.. sınırlar zorlanıyordu
atlamaya yer arıyordu yaww işte habu kahramanımız

geçen yazdan sardırmaya çalıştığı bi kız vardı
kız aslında içten yollu,gezentinin,ortam kızının önde gideni olmasına karşın
ebattan olsa gerek bi olura gelmemişti
yazında kankasının telefonundan cevap verip "bu ara bundayım" demişti
ordan kalma ,sarkıntı kankası telefon sahibesiylede
gel zaman git zaman çağrılaşmalar, msjlaşmalar başlamıştı.
birgün kahramanımız dediki "ben buna neden yazmıyorum?"
ve başladı kankasına yazmaya

gelen mesajlar ve konuşmalar doğrultusunda kafasında oluşan profil; çakmasarı, ortam sever, günlük yaşayan, eylence insanı bir istanbul öğrencisi idi.
"vallaha bi punduna getirip bitirmeli bu işi" diye düşündü ve yoğunlaşmaya başladı
(çukulata tadına yeni geldik)
gel mesaj, git mesaj artık muhabbet koyulaşmış
aile üyeleri bile ismende olsa bünyelere oturmuştu
günün belirli bir zamanında artık aileden biri olmuşlardı

BİR GÜN ..
bir gün kızımızın ,kahramanımızın yaşadığı yer olan izmire gelme durumu oldu
ve geldiler (o arayıda 3 blog çıkarırımda uzatmıyorum)
"göztepedeyiz, düğün evi burda" demişti kız
içi içine sığamayan, heyecanın sınırlarına yakın gezinen kahramanımız "tamam" dedi "ben seni bulurum"
hayatında belki 2 belki 3 kez gittiği bir yerde, hiçbir yer bilmiyen bir kızı bulucak
kardeşine dediki "geldiler, izmirdeler, oraya gidiyoruz" ve bindiler otobüse (çankayadan)
otobüs mezarlık başından yukarı çıktıkça içinde bir his uyanıyordu "ulan neresi göztepe?"
ve bir durakta bastı indiler
burdan aşşağıya iniyoruz
in allah in, in allah in nası bir yokuş
-abi sen burayı biliyomusun?
-yoo
-e nasıl bulcaz?
-dur bakalım bulduğumuz kadar...

artık deniz gözüküyor, bayaa denize iniyorlardı
"göztepede bi iskele olacaktı" dedi kendi kendine ve aradı
-göztepe iskelesinin neresinde bu kaldığınız ev?
-vallaha bilmiyorumki, deniz kenarında ama bizim ev içeri bakıyor
-tamam
(neyine tamam lavuk, anladı sanki)
-burdan sola dönelim kardeşim
yürü..... yürü..... yürü....

(işte çukulatanın kendini verdiyi ilk an)
aha arabaları bu olmalı
38 plaka ,beyaz, transportır :)
-alo .... ben sizin arabanın karşısındayım hadi aşşağa in
-yaa manyakmısın, annem yattı uyuyo
-ee
-esi kusura bakmayın yaa, dönün gidin bari siz daha yeni yattı
-kızım sen in ben senide bulurum
-ben bilmiyorum bi yer
-olsun sen in bi
-babamla inelim o zaman
-oluuur

bir tatlı rüzgar esti hafif hafif sağdan
rüzgar dediki kulağına " aşkımmm"
birden döndü ve ilk gözüne çarpan uykudan yeni uyanmış dev gibi birşey
yok dedi
bu olamaz
hemen yanında sert görünümlü iri kıyım bi baba
bu zaten olamaz
öbür tarafta 1 göz gördü
hemen yanıbaşındaki gözüde farkedince anladı
bu o ....
çakmaklar çaktı gözlerinde
içine çok zamandır akmayan aktı
istemsizdi artık ayakları
,dili, elleri, dudakları, gözleri
kapılmıştı o çakmaklara
"acaba?..."
yanlarına gidiyordu
kız heyecanlandı, ürktü
hiç bir şey umrunda değildiki artık
o bakış yorgan, battaniye, yastık gibiydi
o bakış esrar gibiydi havada gidiyordu
o bakış en kralından alkol gibiydi bir anda çarpmıştı
o bakış en olmadık zamandaki gerçek gibiydi soluk almak, almamak önemsizdi
onlar üzerlerine gelen bu adam ve kızdan kaçtıkça, kahramanımız ve kardeşi üzerlerine yöneliyordu
eli cebinden çıktı
istemsizdi
o eli tutmalıyım bilader dercesine

ama yanlarından geçip gittiler
babanın yüzünde "delimine" bakışı
kızın yüzünde "tam manyak" duruşuyla

dolandılar ve sahile geçtiler
kız tarafı ilk sağdan
oğlan tarafı ilk soldan
sahil kenarına oturup bekletti kardeşinide "bi daha göreyim kız"
ve uzaktanda olsa bir daha gördü
ne çakmasarıydı nede diğerleri
ebatlarını sorun edebilecek kadar iyiydi
ama kahramanımız gram pişman değildi
o bakışı aldığı ilk gözlere sahipti o kız
ne olsa boş

(bizim çukulatanın tadı ha böyle, size belki acı gelir belki aşırı tatlı belkide gereksiz)
o bakışın ayrıntılı tarifini ilerleyen bölümlerde anlatalım böyle yüzeyseloldu
teşekkürler

benim hakkımda ne düşünüyorsan allah sana iki katını versin :)

2 yorum:

SçL dedi ki...

yaa işte önyargı ne kadar kötü bişey gördün mü? sen kıza çakma sarı diye hakaret et :) ama ne şanslı bi kız ki aşkını, sevgisini bu denli muhteşem bi şekilde anlatan sevgilisi var. inşallah hakediyodur seni...
Allah 1 yastıkta kocatsın en yakın zamanda ne diyim...

sevimlibok dedi ki...

benim hikayem demedim arkadaşım sen ne kadar anlayışsın ya
kahramanımızın
kahramanımız